Teşhis ve Tedavi

Diş Çürüklerinin Teşhisi ve Dolgu İşlemleri

Diş çürükleri, ağızda yaşayan bakterilerin gıdalardaki şeker ve karbonhidratları parçalamasıyla ortaya çıkan asitlerin diş minesini aşındırması sonucu oluşan yaygın bir diş hastalığıdır. Başlangıç aşamasında diş yüzeyinde beyaz lekeler veya hafif renk değişimleri ile kendini gösteren çürükler, bu dönemde flor uygulamaları ve basit tedavilerle durdurulabilir. Orta seviyede, çürük dokusu temizlenerek kompozit veya amalgam dolgularla boşluk doldurulur. Çürüğün dişin pulpa adı verilen sinir ve damar dokusuna ulaşması halinde ise kanal tedavisi uygulanarak dişin içi temizlenir, dezenfekte edilir ve özel dolgu maddeleriyle kapatılır. Eğer çürük nedeniyle dişte büyük madde kaybı oluşmuşsa, diş porselen veya zirkonyum kaplama ile güçlendirilir. Dişin tamamen kurtarılamayacak kadar hasar gördüğü durumlarda ise çekim son çare olarak tercih edilir. Tüm bu tedavilerin yanı sıra, günde en az iki kez diş fırçalamak, diş ipi kullanmak, şekerli ve asitli gıdaları sınırlamak ve yılda en az iki kez diş hekimi kontrolüne gitmek çürüklerin oluşumunu önlemede büyük önem taşır.

Sağlıklı Gülüşler İçin Çürüğünüzü Ertelemeyin!

Kanal Tedavisi

Kanal tedavisi, dişin iç kısmında yer alan sinir ve damar dokusunun (pulpa) iltihaplanması veya ölmesi durumunda uygulanan, dişi çekmeden ağızda tutmayı amaçlayan ileri bir diş tedavi yöntemidir. Genellikle derin çürükler, dişe alınan darbeler, çatlaklar veya tekrarlayan diş işlemleri sonucunda pulpa dokusu zarar görür. Tedavi sürecinde öncelikle lokal anestezi uygulanarak ağrı kontrolü sağlanır. Ardından dişin tepe kısmından açılan küçük bir giriş yoluyla kök kanallarına ulaşılır. Enfekte veya ölü pulpa dokusu özel aletlerle tamamen çıkarılır, kanallar şekillendirilir ve çeşitli antiseptik solüsyonlarla dezenfekte edilir. Temizlik işlemi tamamlandıktan sonra, kanallar biyouyumlu dolgu maddeleri (çoğunlukla gutta-perka) ile sızdırmaz şekilde doldurulur. Dişin üst kısmı, durumuna göre dolgu veya porselen/ zirkonyum kaplama ile restore edilir. Kanal tedavisi, doğru yapıldığında dişin uzun yıllar sorunsuz kullanılmasını sağlar. Tedavi sonrasında dişi aşırı sert gıdalardan korumak, düzenli ağız bakımı yapmak ve diş hekimi kontrollerini aksatmamak, tedavinin başarısını artırır.

Çene Bozukluklarının Teşhisi ve Yönlendirme

Çene bozuklukları, alt ve üst çenenin kapanış (oklüzyon) ilişkilerindeki düzensizlikler, çene eklemi (TME) sorunları veya çene kemiklerinin gelişimsel anomalileri şeklinde görülebilir. Bu bozukluklar; doğuştan, gelişimsel, travmaya bağlı veya dişlerin hatalı dizilimi nedeniyle ortaya çıkabilir. En sık görülen belirtiler arasında çiğneme zorluğu, çene ekleminde ağrı veya tıklama, yüz simetrisinde bozulma, alt veya üst çenenin önde ya da geride durması ve konuşma güçlükleri yer alır. Teşhiste öncelikle detaylı klinik muayene yapılır; dişlerin kapanış ilişkisi, çene hareketleri ve eklem fonksiyonu değerlendirilir. Ardından panoramik röntgen, sefalometrik film, 3D tomografi gibi görüntüleme yöntemleri kullanılarak kemik yapısı ve eklem durumu incelenir. Gerekli durumlarda ölçü alınıp çene modelleri hazırlanarak detaylı analiz yapılır. Doğru teşhis, tedavi planının (ortodonti, cerrahi müdahale veya eklem tedavisi) başarılı şekilde uygulanması için kritik önem taşır.

Diş Eti Hastalıkları
Tedavisi

Diş eti hastalıkları (gingivitis ve periodontitis), diş yüzeyinde biriken bakteri plağı ve tartarın diş etlerinde iltihap oluşturmasıyla başlar. Erken evrede görülen gingivitis, genellikle diş etlerinde kızarıklık, şişlik ve kanama ile kendini gösterir ve profesyonel diş taşı temizliği ile tamamen tedavi edilebilir. İlerlemiş form olan periodontitis ise diş etlerinin çekilmesine, dişleri destekleyen kemik dokusunun erimesine ve diş kayıplarına yol açabilir. Tedavide öncelikle diş taşı temizliği (detartraj) ve kök yüzeyi düzleştirme (küretaj) yapılır. İleri vakalarda cerrahi periodontal tedaviler uygulanabilir. Bazı durumlarda, antibiyotik tedavisi de sürece destek olarak eklenir. Tedavi sonrasında düzenli diş fırçalama, diş ipi veya ara yüz fırçası kullanımı, sigaradan uzak durma ve rutin diş hekimi kontrolleri, hastalığın tekrarlamasını önlemek için büyük önem taşır. Erken teşhis, dişlerin ve diş etlerinin ömür boyu sağlıklı kalmasında en kritik faktördür.